Hani bir söz vardır ya insanlar ne söylediğinizi veya ne yaptığınızı değil, nasıl hissettirdiğinizi hatırlarlar diye, bu sürecin başında sanırım bize ilham veren bu oldu: Nasıl hissediyorlar?
Bu blog yazısına parantez olarak çok kısa bir anekdotumu paylaşmak istiyorum. Geçtiğimiz yılın başlarında eve kapandığımız süreçte, herkes gibi biz de bir hobi edindik; evde kahve demlemek. Bana kalırsa dışarıya çıkmak ve servis almak en rahatıydı. Babama kalırsa evde kahve demlemek daha keyifliydi. Bunu bir süre anlamadım çünkü bana çok zahmetli geliyordu bir şeyleri kendi başına hazırlamak; siparişi verip beklemek daha kolaydı. Sonradan anladım ki, her ne kadar ‘self-servis’ bir süreç olsa da kahve demlemek, işin alametifarikası sana yaşattığı deneyimdi. Kahve demlemek bir seremoni; kendi seçtiğin kahve, kendi cihazların, kendi bardağın, kendi atmosferin. Bazı şeyler kontrolün altında olmalıydı, keyif alacağın bir kontrol süreci. Bu kontrolü deneyimlemek ise paha biçilemez olmalı.
İşte bu blogu yazmamıza ön ayak olan ürünümüzün çıkış noktası da tam bu oldu, keyif almak: Hayattan, çalışmaktan, kazanmaktan!
MyAdmin Nedir?
Değerli IT birimleri çok iyi bileceklerdir ama ben kısa bir özet geçeyim. Firmanıza yeni bir çalışan katıldığında, eğer fazladan lisansınız yoksa, kendi çalıştığınız iş ortağınızdan ek lisans talep edersiniz. Talebiniz, iş ortağınıza ve diğer durumlara bağlı olarak birkaç saate veya güne çözülür. Aynı süreç, çalışanlarınız işten ayrıldığında da geçerlidir. Küçük ölçekli firmalarda bu durum daha sürdürülebilir ve takip edilebilir olsa da, orta ve büyük ölçekli firmalarda bu durumun getirdiği dezavantajlar gerçekten göz ardı edilemeyecek kadar büyüktür.
Örnek vermek gerekirse, büyüyeceğini öngören bir firma, gereğinden fazla lisans siparişi geçer. Microsoft 365 aboneliklerinde aylık veya yıllık fark etmeksizin, gereğinden fazla ödeme yapılması, IT birimlerinin her zaman maliyetli olmakla suçlanmasının nedenlerinden biri haline gelir. Hibrit bir çalışma modelini savunurken ve şirketimizi buna adapte ederken, neden iş süreçlerimiz de elastik olamıyor? Neden kontrolü tam anlamıyla elimize alamıyoruz?
Nasıl hissettiğinizi anlıyoruz, görüyoruz ve sizlere sunuyoruz: MyAdmin!
MyAdmin’i size örneklerle anlatmak istiyorum. İşinizi yaparken nasıl keyif alacağınızı göstermek, üst birimlere veya diğer departmanlara bu ürünü anlatırken yaşayacağınız heyecanı hissettirmek, çalışırken nasıl kazanacağınızı ispatlamak ve MyAdmin ile nasıl birlikte büyüyebileceğimizi anlatmak istiyorum.
Başlayalım mı?
Neden MyAdmin?
Yukarıda pek çok kelime kullandım MyAdmin’i tanımlarken. Bunlar sadece edebi kelimeler veya teşbihler değil, bunların nasıl hakikatın ta kendisi olduğunu şimdi sizlere aktarmak istiyorum.
1) Tüm kontrol sizdedir. Platformun içinde bulunan Office Abonelikleri ekranı sayesinde Microsoft 365 lisans sayılarını tek tıklamayla artırabilir veya azaltabilirsiniz. Hangi lisansın kimlere atandığını görebilirsiniz. Ayrıca Office Maliyet Merkezi sayesinde ise maliyetlerinizi kişi, departman, şehir, ülke veya bölgeye göre inceleyebilir, faturalarınızı ise yine aynı kategorilere göre ayırabilirsiniz
2) Dilediğiniz detaylar elinizin altındadır. Azure’da bulunan onlarca servisin faturalandırma noktasında pek çok kırılıma sahip olduğunu ve bunu takip etmenin çok zor olduğunu IT birimleri çok iyi bilirler. Azure Tüketim Paneli sayesinde dilediğiniz dönemlere ait tüketim geçmişinizi en küçük kırılıma kadar takip edebilirsiniz.
Commentaires